Bana uyacak bir marilyn monroe resmi yok! Yettiği kadar


12 Aralık 2010 Pazar

People always leave

....Baktı kız, çocuğun gözlerine uzun uzun. Kim bilir kaç saat geçmişti. Kaç saattir oturuyolardı karşılıklı bu çimlerde. Kaç saattir dinliyorlardı birbirlerini. İsimsizdi çocuk kızda. Rengi vardı çocuğun. Bir daha renkler aynı gözükmeyecekti kıza. Hiç bir renk o kadar güzel gelmeyecekti bundan sonra.


Birbirine dokunmadan, gözleriyle öpmüşlerdi birbirlerini. Elleri buluşmadan, hissetmişlerdi sıcaklıklarını. Bir aşk sahnesi yaşanmıyordu dışardan bakınca. Karşılıklı bağdaş kurmuş oturan iki insan, belki arkadaş sadece. Oysaki, kız, en güzel aşk filminde hissediyordu kendini zihninde.

Birbirlerine soru sormuyorlardı, kendilerini açıklamaya çalışmıyorlardı. Tanımak değildi amaçları ikisininde. Zaten tanıdığın bir insan varsa karşında, dinlersin sadece. Aynen böyle yapıyorlardı onlarda işte. Gözleriyle öpüşüyorlardı, kalpleriyle dinliyorlardı.

Hiç bir ses yoktu önce çevrelerinde kendi sesleri dışında. Önce bir köpek havladı, dikkatlari dağıldı. Devam ettiler her ne konuşuyorlarsa o sırada. Sonra insan sesleri duymaya başladılar. Panik oldu kız. Büyü bozulmaya başlamıştı. İstemiyordu büyü bozulsun.Ama oluyordu işte, her güzel şey gibi bu da kayıp gidiyordu ellerinden. Hemen şimdi kalkıp gitmesi gerekiyordu. Yoksa çok geç olacaktı. Tamamen içgüdüsel kalktı kız ayağa. Aceleyle; 'Benim gitmem lazım. Hemen şimdi gitmem lazım'

Şasırdı çocuk, bedeninin kontrolunu kaybetmiş gibi hissediyordu. Yine de kalktı, çoktan adımlarıyla uzaklaşan kıza yetişmek için. Seslenmek istedi, fakat kızın ismini bilmediğini farketti.Kaybediyordu işte o da, yine kaybediyordu çocukta. 'Dur' diyebildi sadece. 'Sadece dur'

Kız döndü arkasına. 'Büyü bozuldu farketmedin mi?'
'Gitmeni istemiyorum benden. Bende senden gitmek istemiyorum. Biraz daha duramaz mısın?'
Cevap vermedi kız. Dönüp yürümeye devam etti sessizce. Çocuk dokunmaktan korkar gibi tuttu kızın elini. İlk temasları. Yandı kızın içi. Yandı çocugun dokunduğu yer.'Hayır allahım hayır, eğer alışırsa tenim ona, bir daha vazgeçemeyeceğim. Gittiğinde tutamayacağım. Ve elbet bir gün gidecek'

Yüz yüze duruyorlardı şimdi. Kız dayanamadı. uzanıp ufak bir öpücük kondurdu çocugun dudaklarına. Döndü tekrardan. Oyun oynarmış gibi hissetti kendini. Çocuk durdurmadı bu sefer onu. Bu sefer yanma sırası ondaydı. Son bir umutla;
'İsmini söyle bana, tekrardan nasıl bulacağım seni?'

Kız cevap verirken bakmadı çocuğa, bakarsa gidemeyecekti.Sadece Şunlar döküldü ağzından;
                                
'Artık kalbimi biliyorsun, o kalbi, kaybetmeden bulamazsın' 


.............


3 yorum:

Nikita Roxie dedi ki...

İşte böyle biter umutlarımız,böyle tükenir yüreğimiz.Sadece unutmamayı öğrenmişiz ama bu yapılmaması gereken en önemli kural.
Büyü bozulacak elbet,elbet bir gün silinecek o da herkes gibi.Unutma herşey senin elinde.Silme onu içinden,istemiyorsan yapma bunu.Onlar gibi ölmektense yanarak ölmek herşeye bedel..;)
Ve güzel bir şarkı,Irıs,ııhhmm..Sıcacık..:))

Okan Türkeş dedi ki...

Şarkıyla birlikte film tadında olmuş

FiRSTe dedi ki...

@Okan Hocam, zaten bende aklımda canlanan bi sahneyi anlatmaya çalışmıştım, olmuş sanırım tesekkur ettim :)

@nikita, kurgusaldı bu yazdıklarım satır aralarındaki gerçeklere rağmen, tesekkur ederim solediklerin için sanada