Bana uyacak bir marilyn monroe resmi yok! Yettiği kadar


15 Aralık 2010 Çarşamba

Bir Hikaye

Küçük bir kız, tek derdi platonik aşkları olan. O kadar ufakki o kız, erkeklerle konuşmaya bile utanıyor. Kızarıyor bozarıyor cevap veremiyor. Dışardan bakılınca ufak bir dünyası var kızın, içinde 3-5 isim sadece. Derslerde kitap okuyor, bulmaca çözüyor, ya da uyuyor.

Dersten kaçıyor arada sırada, korkuyor ölesiye. Ona koca gelen o eski tahta okul koridorlarında yürüyor arkadaşlarıyla. Kimse farketmesin istiyor. Eski bina, onun inadına her adımda sallanıyor gıcırdıyor. Huzur buluyor o gıcırtılarda aslında ama heyecanlı.O kadar heyecanlı ki, korkuyor. Sonra okuldan kaçmaya başlıyorlar.Hep biraz ürkek.Annesine söylüyor ne zaman bi yaramazlık yapsa.Taksiye binince plakasını mesaj atıyor çaktırmadan başlarına bir iş gelirse diye. Annesi hiç kızmıyor. Annesi hep yanında.

Kız küçük ama her sene biraz daha kısalıyor o eteği. Etek dizlerindeyken başlıyor okula, ama asla kıvırmıyor. Annesine söylüyor hep.'Eteği kısaltalim anne nolur' diye. Hep kabul ediyor annesi. Giderek kısalıyor o etek sanki büyümesiyle doğru orantılıymış gibi.

Abileri, ablaları oluyor kızın okulda. Herkes onu çok seviyor. Asla serviste kenara oturmuyor. Yer yoksa ablalarının kucağına oturtuluyor. Kantinde ezilir die sıraya girmiyor. Ne isterse alıyor o abiler ablalar ona.
Şişe cevirmece oynarken, cesaret diyor hep. Ama kimseyi öpmüyor.Doğruları söylememek için. Ozamanlarda bile biliyorki, fazla gelecek kurduğu cümleler. Kullandığı kelimeleri kimse anlayamayacak.Hem kimse onun kadar kitap okumuyor. Cesaretini kanıtlamak için gidip aşkını itiraf ediyor. Kimse onu ciddiye almıyor. Kız küçük, kız minik. O kadar minik olunca, kimse inanmıyor, yüreğinin ne kadar büyük olduğuna.

Susuyor kız senelerce susuyor. Çok gülüyor, hiç ağlamıyor. Hep seviliyor, ama sadece birini seviyor.

Sonra değişmeye başlıyor kız.Birisi ciddiye alıyor onu. Hayatında olmayan, aynı havayı soluyup selam bile vermediği, daha önceden onu ciddiye almamış olan biri ciddiye alıyor. Güvenmiyor önce kız, hem daha erkeklerle nası konuşulur onu bile bilmiyor.

Zamanla alışıyor erkeğe.Güveniyor. Tutuyor minicik elleriyle, kendine kocaman gelen elleri. Nereye çekerse oraya gidiyor. Karanlıktan korkuyor kız, ama ışıksız kalmaya aldırmıyor artık. kopuyor herkesten, herşeyden. Sadece ona güveniyor. Sadece o var sanıyor, onu tanıyan, seven, koruyan. Oysaki kız farkında değil, en büyük yalanların çocuktan geldiğine. Annesi kızıyor ilk defa ona. Dinlemiyor, kopuyor o taksi plakasını bile söylediği anneden. Annesi engel olamıyor kızının sürüklenmesine.



Sonra değişiyorlar ikiside, kız artık hiç gülüyor, çok ağlıyor. Çocuk o eli devamlı bırakıyor. Sonra tekrar tutuyor. Bırak-tut, bırak-tut. Büyüdüğünü sanıyor kız, 'Onla büyüdüm ben,onsuz yapamam' diyor. Çocuk en çok bunu kullanıyor kıza karşı. Çocuk manipule etmeye başlıyor kızı. Arkadaşları, ailesi herşeyini kaybettiğini düşünüyor kız zaman zaman sonra, 'O olsun bana yeter' diyor. Çocukta sarsılıyor bu yolculuk sırasında tabi. İçindeki kötülük onu da parçalıyor aslında. Ama çocuk hem kızı hem kendini, içindeki kötülükten koruyamıyor.

Kız zamanla tükeniyor. Her ayrılıktan sonra daha çok dayanır oluyor barışmamak için. Her ayrılık döneminde farkediyorki çok gülüyor, çok ağlıyor. Ama en azından gülüyor. Ayrı kalma süresi uzadıkça, toparlıyor kız kendini düşüncelerini. 'Hayat böyle olmamalı' demeye başlıyor. 'Aşk böyle olmamalı' 'Bu kadar yıkmamalı'

Yavas yavas buluyor kız kendini, çocugun yarattığı hapishaneye rağmen. Düşüncelerini toparlıyor. Göz yaşlarını siliyor bir bir kız. Uzun bir süreç oluyor bu. Kız yılmıyor. Hastalıkla savaşıyor sanki.Can çekişiyor, yaşama tutunmaya çalışıyor. Öğreniyor yavaş yavaş;

Aşk'ın kötü niyetli insanların elinde, en tehlikeli silah olduğunu.

Çocuk farketmiyor kızın geçirdiği evreleri.Sonra yine gidiyor. Kız hep bıraktığı yerde sanıyor. Bu gidişinin, son gidişi olacağına inanmıyor. Keyfine bakıyor. Kız onu unutmasın bu sürede diye çeşitli oyunlar oynuyor. Kız artık etkilenmez oluyor bu oyunlardan. Yavaş yavaş bitiyor kız.

Çocuk dönmek istiyor çok sonra. Kimse onu o kız kadar sevmediği için. Kız yaklaştırmıyor yanına.Sokmuyor hayatına tekrardan.Çocuk aşk acısı çekiyor bu sefer. Kızı o bırakıyor, ama terkedilen kendisi oluyor. Yediremiyor. Kurduğu Dünya yıkılsın istemiyor. En ağır silahlarıyla saldırıyor kıza. Her şeyi yapıyor. Ruhuna seslenmeye çalışıyor kızın, ama kızın ruhu ölmüş farkediyor. Onu seven parçası, çoktan terketmiş kızı.
Son bir umutla soruyor kıza;
'O sokaklarda bensiz nasıl yürüyeceksin? Karanlıkta ben yanında olmassam nasıl bulacaksın yönünü. Seni benden başka kimse sevemez böyle.Seni şimdi kim koruyacak?'

Kız düşünmüyor cevabını. Seneler içinde en gerçek olan cümleyi buluyor kendi içinde;

'Sen bizi, kendinden koruyamadın'

Sırtını dönüyor kız.Gidiyor. Çocuk tutamıyor. Bu son oluyor.

Hiç yorum yok: