Bana uyacak bir marilyn monroe resmi yok! Yettiği kadar


29 Kasım 2010 Pazartesi

SahneSahne Hayatlar

Hayatı, sahne sahne yaşayan insanlar var bu Dünya'da. Başı sonu yok olayların. Sebep-sonuç ilişkisi hiç yok hemde.Özeniyorum bile diyemiyorum. Akılsızlık gibi bir şey bu. Dur düşün. Eylemlerinin sonuçlarının mesuliyetini alamayacaksan, hiç zorlaştırma hayatı, kendine ve çevrendekilere.

Sahne sahne yaşamak var dedim ya; en kolayı,en basiti. Kesik kesik yaşamak hayatı. Film çeker gibi işte, her sahnede durdur kamerayı, tekrar oyna, tekrar çek. Olmadı mı? Bir daha. Neden olmuyor, nerde yanlış yapıyorum demeden. Kaybedecek neyin var? Kendi sahnelerin dışında olanlardan sorumlu değilsin nasılsa. İstemediklerini çıkar at. Yokmuş gibi davran. Olayları bağımsızlaştır birbirinden. Hatta kendini de soyutla mevzu bahis anlardan.'Ben değildim o, rol yapıyordum sahnemde'

Aslında o sahne bize ait, bizim bile değil. Replikler de bizim sanıyoruz çoğu zaman. Ama değil işte. Her şeye inat kendini farklı ifade etmeye çalışanlar da garipseniyor üstelik. Bazıları sahneden çıkartılıyor. Herkeste bir ikiyüzlülük, bir içten pazarlık. Kesik kesik ya, bir söv karşındakinin arkasından, ondan sonra gel sarıl kanbağın varmış gibi. 'Kardeşim'.  Peh be arkadaşım!

Midem bulanıyor artık, en ufak süphe uyandırıcı hareket duyduğumda. Arkadaşım tamam sen kesik kesik yaşama kararı almışın, beyin göçünü yaşamışın. Biz de illa senin gibi mi olmak zorundayız? Karşındakini de kendin gibi mi sandın da, ondan bu aptala yatmalar, aptal yerine koymalar.
Bakalım bu atarlarım giderlerim beni hangi sahneden kovacak şimdi? Çokta tın..

Neyse, Kestik!

Hiç yorum yok: