Bana uyacak bir marilyn monroe resmi yok! Yettiği kadar


31 Ekim 2010 Pazar

Baca Temizleme

Bir şeyler yazmam lazım benim. Aklımdan geçenlerin farkında bile değilken, düşüncelerimin ağırlıgında ezilirmiş gibi hissediyorum kendimi. Aklım bomboş gibi, bir an sonrasında birleştiremediğim kelimelerin sesleri yankılanıyor ruhumun her köşesinde. Bakalım neler çıkacak şimdi.

'Baca temizleme' diye bir terim öğrenmiştim zamanında okuduğum bir kitapta. Irvın D. Yalom olması lazım yazarın. Tam doğru hatırlamıyor olabilirim. Ya 'Nietzsche Ağladığında' yada 'Divan' kitabında geçiyordu o terim. Anlamı şudur ki, düşünmeden konuşmaya başlıyorsunuz. Cümle kurmak zorunda bile değilsiniz.Öylesine kelimeler bile olabilir. Bir yerden sonra bilinciniz kontrolunu kaybediyor. Değişik bir şekilde sizi neyin rahatsız ettiğini, neyin mutlu ettiğini, aslında neler düşünmekte olduğunuzu çözmüş oluyorsunuz baca temizleme sonunda. Hemde saçma sapan konuşarak. Saçma sapan konuşarak buluyorsunuz yitirdiğiniz anlamlarınızı. Evet farkındayım pek anlamlı gelmiyor su anda yazdıklarım. Bekleyin.

Bir arkadasım vardı. Şimdilerde sadece sanal alemde, karşılıklı fotograflara yorum yapmaktayız. O kitabı ikimizde okumuştuk. Bazen saatlerce baca temizleme yapardık karşılıklı. Bazen sevgilimizle kavga ettiğimiz için ağladığımızı sanırken, aslında sadece annemize sinirli olduğumuzu anlardık. Bazende ne kadar sıkılıyoruz aslında diye başlayıp, aslında hayatlarımızdan ne kadar memnun iki genç kız olduğumuzu çözerdik bu baca temizlemeler sonunda. Onun dışında kimseye baca temizleme yapmadım ben. Ayna karşısında kendime bile. Belki artık bir insana, benim katıksız düşüncelerimi paylaşacak kadar güvenmediğim içindir, belki de kimsenin baca temizleme yapacak kadar cesaretli olmayışındandır.Bilmiyorum. Belki de sorun bendedir. Düşüncelerimin somut haline katlanabilirken, soyut hallerine dayanamadığımdandır. O arkadaşım, benden sonra birine baca temizleme yapabildi mi bilmiyorum. Umarım yapabilmiştir. İnsanlara olan güvenini koruyabilmiştir. Ben koruyamadım. En azından onu biliyorum kendimle ilgili.

Nereye gelecektim unuttum bunları yazarken. Baca temizleme yaparmış gibi yazmışım sanki. Yinede kontrolluyum. Mesela aklımda 2-3 gundur dönüp duran bir cümle var. O cümleye uygun bir yazı cıksın istiyorum ortaya. Romantik sevimli. Ama cümlem beni o kadar etkiliyorki, düşüncelerimde bile o cümleyi takip etmeye değer bir cümle gelmiyor aklıma. O cümleyi bilmiyorsunuz. Belki de asla öğrenmezsiniz. Belki de sadece o cümleyi hissettiren kişi öğrenir günün birinde. Belki değer vermez benim verdiğim kadar. Kim bilir?

Her paragrafta başka yerlere gidiyorum. Aslında zihnen bir yere gitmek yerine, fiziksel olarak uzaklaşmak istiyorum çoğu zaman. Ama daha zincirlerimden kurtulamadım. Zincirlerimden kurtulunca da gitmek istemem. Eminim. Bütün ihtiyaçlar, onları karşılayabilcek konuma geldikten sonra, anlamlarını yitirir.

Şimdi mesela yazıp rahatladım ya, daha fazla devam etmemin anlamı kalmadı pek. Bi dahakine işala.
Buda baca temizleme kıvamında bir yazı oluvermiş olsun.

1 yorum:

LimeLiMe dedi ki...

Nietzsche Ağladığında olması kuvvetle muhtemel Sigmund Freud ile birlikte yapıyorlardı diye hatırlıyorum... Temizlik günü bekleniyor bakalım o şanslı kişi kim olacak...