Bana uyacak bir marilyn monroe resmi yok! Yettiği kadar


20 Ekim 2010 Çarşamba

Nası olurdum?

'Ruhum ortaçağ Avrupası'na ait' derdim bir zamanlar.
Sonra bir arkadasım 'Kızım ortaçağ falan senin neyine.Yangınlar, veba, açlık sana gelmez. Bırak bu işleri.' demişti.
'Ama ben prenses sıfatını uygun gördüm kendime, o zamanlara aitse ruhum.' demiştim.
Böyle bi güldürmece eğlenmece havası.
Hayallerimde hep prensesim çünkü ben.

Sonra düşündüm. Uzun uzun düşündüm. Aslında düşünmeye ayıracak çok vaktim olmamasına rağmen, anlamı varmış gibi düşündüm.

Acaba o zamanlarda yaşasaydım nası bir prenses olurdum? Babama boğun mu eğerdim yoksa karşı mı gelirdim? Piyona çalıp, örgü mü örerdim, yoksa ata mı binmek isterdim? Bebeklerle mi oynamayı severdim yoksa kılıç kalkan öğrenme peşinde mi koşardım? Erkekler ava giderken gizli gizli peşlerine mi takılırdım? Yada savaş zamanı odama kapanmayı yedirebilir miydim kendime?
Eğer prenses olsam ben ne yapardım?
Sanırım ben biraz isyankar bi prenses olurdum. Ata binmek isterdim. Yanımda sovalyeler olmadan kırlarda çiçek toplamak isterdim. Kralın uygun gördüğü bi prensle değil, aşık olduğum bahçıvanla evlenmek isterdim. Birazda deli olurdum sanırım. Orda burda ot-börtü-böcek toplayıp, sihir gibi şeyler var mı yok mu çözmeye çalışırdım.
Yani ben öyle prenses olsam başa bela bişi olup çıkardım, şimdiki gibi.

Hem zaten o zamanın, bu zamandan pekte bir farkı yok. Ailemiz neyi uygun görürse onu yapıyoruz. İstedikleri insanlarla belki evlenmiyoruz ama istemedikleriyle kesinlikle evlenemiyoruz. Neyi öğrenmemiz uygun görülüyorsa onu öğreniyoruz. Nerede tanıdık bulunursa oraya işe giriyoruz. Yani hayat hep aynı hayat aslında. İnsanların verdiği mücadelelerin isimleri değişiyor sadece. Ana maddeler hep aynı kalıyor. Bir kız çocuk barbie bebekleri yerine arabalarla oynamak isterse, erkeksi oluyor. Bir prensesin ata binmesi hoş karşılanmıyor. Zengin kıza fakir çocuk yakıştırılamıyor. Prenses, bahçıvanla evlenemiyor. Kadınlar hala eziliyor. Erkekler artık savaşmıyor ama kadını kariyer peşinde koşmasın istiyor.

Ben prenses olsam isyankar bişi olurdum dedim ya, aslında isyanlarımı yaşamam için prenses olmama gerek falanda yok. Öyle bilmemkaç yüzyıl önce gitmeye de gerek yok. Gecen gun yine aynı arkadasım 'Bu kadar şikayet etmekten, herşeye muhalefet olmaktan yorulmadın mı? Bir piskologa mı gitsen sen artık' dedi. Ama o isyanlar olmasa ben, kendim olamamki. Gerçi artık beni anlayamayacak insanlarla tartışmayı bıraktım. Gülüp geçmeyi öğrendim onlara.

Ama yinede olabileceksem prenses olmayı secerdim.Çünkü öyle kıyafetler çok yakışır bana.

Hiç yorum yok: