Zaman zaman nefret ederim ben her şeyden. Geçmeyen dakikalardan, yine de su gibi akıp giden hayattan nefret ederim. Bazen nefret ederim ben güneşli günlerden. Öyle diger insanların içinde çiçekler açtığı gibi çiçekler açmaz içimde. Yağmur isterim, bulut isterim. Bazen ondan da nefret ederim. Bazı sabahlar erken kalkarım ben ders çalışmak için. Kitabı açmam ama. Uykusuz kalmakla yetinirim. Nefret ederim tembelliğimden. Zaman zaman nefret ederim ben hayatın monotonluğundan, bazen de huzur bulurum o monotonlukta. Nefret ederim ben çoğu zaman beni bağlayan zincirlerden, kaçıp gitmek isterim, kendimi kapatmak. Kapatınca da mutlu olmam ama. Biri olsun anlasın isterim. Kimse anlamayınca isyan ederim kendi kendime. Hiç kimse bilmez. Bazen nefret ederim insanlardan. Bazen de delicesine severim, öyle bir sevgidir ki bu, nefessiz bırakır beni. Öyle bir sevgidir ki karşılığını bile bulamam.
Kimi zaman nefret ederim ben istediklerimin olmamasından. Akışına bırakırım her şeyi. Olaylar zincirinde kaybolurum sonra. Kaybolmaktan nefret ederim. Bazen belirsizliklerde bulurum kendimi. Belirsizliklerden güç alır benliğim. Küllerimden doğmam ben tekrar tekrar. Nefret ederim küllerden doğma olayından. Yoktur çünkü aslında öyle bir eylem. Metaforik cümlelerle anlatmaktan nefret ederim kendimi. Bazende çok severim, kurduğum cümlelerin gerçek bir anlamı olmaz.
Sevmem ben 'Herşeye rağmen' ile başlayan, 'Ama'yla devam eden cümleleri. Sevmem ben katlanmak zorunda bırakıldığım incinmişlikleri. Yine de yanıma kar kalan sadece o incinmişlikler olur. Geçmişte yaşamayı da pek sevmem aslında, yine de yana yana düşünürüm durmadan, şu yaşıma kadar yapmış olduğum anıları. Sevmem tozlu raflarımı, sisli anılarımı sevdiğim kadar.
Arada bir yerimde duramam ben. Hiç bir eylem tüketemez içimdeki enerjiyi. Sonra nefret ederim kendi enerjimden. Dururum saatlerce hareket etmeden, duvara bakarak. Bazen de yattığım yerden tavana bakarak. Sıkılırım sonra kendi eylemsizliğimden. Bazen çok severim kendimi anlatmayı, derdimi paylaşmayı, sıkıntılarımı ifade etmeyi. Bazende gücüm olmaz iki kelimeyi bir araya getirmeye. Ben anlatmadan, düşündüklerimi söylemeden karşımdaki bilsin isterim şu kafamdan geçenleri. Bazen delicesine mutluyumdur ben. Arkası kesilmez kahkahalarım vardır. Öyle bir neşedir ki bu, nefret ederim kendi neşemden. Sonra bazen de kaynağı kesilmeyen gözyaşlarım vardır. Hiç durmazlar, hiç durdurulmazlar.
Zaman zaman nefret ederim her şeyden. İsyan ederim. Çözümsüz tartışmalarım vardır hep dilimin ucunda. Hem ben çözümsüz olmaktanda nefret ederim aslında.
Sonra bir şeyler olur bana. Bırakırım bütün olumsuzlukları arkamda. Severim yeniden, beni ben yapan bütün o isyanları, kırgınlıkları, sessizlikleri. Güneş mutlu eder beni tekrardan. Açtığı gibi solacak olan çiçekler yeşerir içimde. Solmalarına bile keyifle şahitlik ederim.
Bütün bunlara rağmen öyle bir an gelir ki, umut dolar içime. Bütün kötü düşünceler yokolup gider. Birinin görüntüsü kalır sadece geriye. Bana en uzak olan insan olsa bile kokusunu hatırlarım. Bu sogukluk ne zaman bitecek diye meraklanırım. Sonra 'Her şeye rağmen' ile başlarım cümlelerime, ve 'Ama'yla devam etmem.
Her şeye rağmen derim ben ona, her şeye rağmen severim ben seni.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder